25 Kasým 2003 tarihindeki Ramazan Bayramý vesilesiyle yayýmlanan mesaj

Schwerpunktthema: Rede

Schloss Bellevue, , 25. November 2003

Sevgili Müslüman Hemsehrilerim,

Bu günlerde Ramazan ayi sona eriyor. Sizlere bu vesileyle bütün kalbimle en iyi dileklerimi sunarim.

Ramazan ayinin sizin için huzur ve "olumlu düsüncelerle" dolu geçtigini umuyorum. Fakat ayni zamanda kökten dincilikten ve gelisigüzellikten uzak bir dünya için ve kiliselerle dini cemaatler arasinda ve bunun ötesinde bütün ülkemizde de baris ve hosgörünün hakimiyeti için iyimser duygular içinde oldugunuzu umuyorum.

Geçtigimiz haftalarda bir soru hepinizi mutlaka özellikle mesgul etmis ve hatta endiselendirmistir. Sözkonusu olan soru, bir devlet okulunda ögretmenlik yapan dindar bir müslüman bayanin basörtüsüyle derse girip giremeyecegidir. Hemen hemen her siyasi partide, hem devlet okullarinda basörtüsünün takilmasini yasaklamak isteyenler hem de böyle bir yasagi yanlis bulanlarin olmasi bu sorunun yanitlanmasinin ne kadar zor oldugunu göstermektedir.

Bu tartismada özellikle önem atfettigim bir hususu belirtmek istiyorum: Konu, müslümanlarin dini inançlarini aleni bir sekilde gösterip gösteremiyecekleri degildir, zira bu konuda herhangi bir süphe olamaz ve olmamalidir. Bizim Anayasa'miz hiristiyanlarin, musevilerin ve digerlerinin oldugu gibi müslümanlarin da din özgürlügünü korumaktadir.

Ancak ögretmen olan her dindar insanin gözetmesi gereken özel bir görev vardir. Bu görev, devletin ve ebeveynlerin, ögrenimlerini ve egitimlerini gerçeklestirmek üzere çocuklari ona emanet etmelerinden kaynaklanmaktadir. Bu nedenle ögretmen, anayasal degerlerimizi aktarmali, anne ve babalarin egitim anlayislarina saygi göstermeli ve okulda kendi görüslerini arka plana itmelidir. Bu husus herkes için geçerlidir.

Anayasa'miz Almanya'da yasayan herkesin inanç ve din özgürlügünü korumaktadir. Ancak hiçbir inanç kimseye, Anayasa'da herkes için teminat altina alinan insan ve yurttaslik haklarini ihlal etme hakkini vermez. Anayasa'mizin sagladigi bu çifte koruma, farkli kökenlerden ve farkli dinlere mensup insanlarin Almanya'da baris içinde ve iyi komsuluk iliskileri çerçevesinde birarada yasamalari için en iyi kosulu saglamaktadir. Büyük bir Alman düsünürü olan Theodor W. Adorno'nun söyledigi gibi, Almanya'nin insanlarin "korkmadan farkli olabildikleri" bir ülke olmasi için herkes katkida bulunmalidir.

Ramazan ayinin sonunda size, ailelerinize ve cemaatlerinize en iyi dileklerimi sunar hayirli Bayramlar dilerim.